Anasayfa / Müzeler

Beşiktaş Saray Koleksiyonları Müzesi

Saray sofralarını serinleten 19. yüzyıla ait mutfak gereçleri ziyaretçilerini bekliyor.

 

Osmanlı saray mutfağında kullanılan 19. yüzyıla ait soğutucu dolaplar, dondurma makinesi, cam ve metalden karlıklar ile toprak küpler Saray Koleksiyonları Müzesi'nde sergileniyor.

Milli Saraylar İdaresi Başkanlığına bağlı Beşiktaş'taki müze, ilk endüstriyel ve sanayi araçlarından, bugün kullanılan elektrikli araçların ilk örneklerine kadar birçok tarihi parçaya ev sahipliği yapıyor.

Müzedeki, Osmanlı saray mutfağında kavurucu yaz sıcaklarında kullanılan araç ve gereçler dikkati çekiyor. Bu araç ve gereçler arasında 19. yüzyılın ikinci yarısında buzdolabı olarak kullanılan ve bugünün buzdolaplarının ilk örneğini de teşkil eden soğutucu dolaplar, elle çalıştırılan dondurma makinesi, cam ve metalden karlıklar ile içine konulan sıvıyı serin tutmaya yarayan toprak küpler bulunuyor.

- "Karhane-i Amire kışın karları ve buzları depolayıp, muhafaza ediyordu"

Saray Koleksiyonları Müzesi Sorumlusu Güller Karahüseyin, Osmanlı Devletinde kar ve buz temininin ve bunların mutfakta kullanılmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Dolmabahçe Sarayı'na ait "Hazine-i Hassa İdaresi" olduğunu anlatan Karahüseyin, bu idareye bağlı 16 daire bulunduğunu ve hem sarayın hem de hanedanın bütün gelir giderlerine bakarak, bütün işlerini tanzim ettiklerini aktardı.

Bu dairelerden birinin müzenin de içinde yer aldığı "Matbah-ı Amire" (Saray Mutfağı) olduğuna işaret eden Karahüseyin, şöyle devam etti:

"Bir de Karhane-i Amire var bugün pek bilinmez. Görevi, kışın karları ve buzları alıp, depolayıp, muhafaza edip bunların yazın kullanılmasını sağlamak. Dolmabahçe Sarayı'nın mutfağı için de bu Karhane-i Amire özel istihdam edilen personelleri vasıtasıyla İstanbul’a yakın dağlardan ve göllerden temiz karları ve buzları temin ederek mutfakta kullanılmasını sağlıyordu. Aynı zamanda İstanbul'da karcı ve buzcu esnafı da vardı. Onlar da İstanbul halkı ile civar bölgelerin kar ve buz ihtiyacını karşılıyordu. Kar kuyularında onları muhafaza ederek, insanların kullanımına sunuyordu. O dönemde Eyüp, Gümüşsuyu, Beyoğlu ve Bakırköy'de kar kuyuları da var. O kar kuyularına karlar basılıyor ve kullanılıyordu. Karhane-i Amire'nin temin ettiği kar ve buz yeterli olmazsa karcı, buzcu esnafından da takviye yapıyorlardı."

- 1887'den sonra kar ve buz suni yöntemlerle temin edilmeye başlandı

Karahüseyin, soğutucu dolapların ziyaretçiler tarafından normal bir mutfak dolabı olarak algılandığını dile getirerek, "Onların kapakları var, haznelerine kar ve buz yerleştiriliyor. Altında birer tahliye musluğu var. Eridikçe oradan sular tahliye ediliyor ve kar, buz haznesinin yanındaki bölmeye konulan yiyecekleri soğutuyor. O şekilde muhafaza ediliyor. Sudan ziyade katı yiyecekler için kullanılan soğutucular. Bunlar o dönemin bir nevi buzdolapları." diye konuştu.

Müzede Osmanlı'ya ait içine konulan sıvıları soğuk tutmaya yarayan küplerin de bulunduğunu aktaran Karahüseyin, bu küplerin de altlarında muslukları bulunduğunu ve oradan şerbet, süt, ayran, su gibi herhangi bir içeceğin alınabildiğini kaydetti.

Karahüseyin, 1887'de Dersaadet Buz Fabrikası kurulduğunu hatırlatarak, "Fabrika kurulunca karcı ve buzcu esnafının da işleri sekteye uğruyor. Ona suni kar da diyorlar. Ondan sonra Karhane-i Amire de lağvediliyor, kar ve buz suni yöntemlerle temin edilmeye başlanıyor." bilgisini paylaştı.

Karahüseyin, müzenin pazartesi günleri dışında, 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebileceğini de sözlerine ekledi.


AA Elif Küçük