Batı Trakya’da Tarihi Mirasın Geleceği: Koruma mı Engelleme mi?
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, Osmanlı dönemine ait mezarlıkların korunması ve temizlenmesinin bölge halkının doğal hakkı olduğunu vurguluyor. Arkeoloji Müdürlüğü’nün son dönemde gönüllü temizlik girişimlerini izne bağlaması tartışma yaratırken, Trampa bu uygulamaların Osmanlı mirasına yönelik çifte standart oluşturduğunu ve tarihi varlıkların korunmasını zorlaştırdığını ifade ediyor.
Osmanlı Mezarlıklarında Müdahale Tartışmaları Derinleşiyor
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, bölgedeki Osmanlı dönemine ait tarihi mezarlıklara yönelik uygulamalarda son dönemde yaşanan değişikliklerin toplumda ciddi bir rahatsızlık yarattığını dile getirmektedir. Tarihi mezarlıkların korunması ve temizlenmesinin hem kültürel mirasın devamı hem de bölge halkının sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Trampa, geçmişte gönüllü gruplarca yapılan temizlik çalışmalarına herhangi bir engelleme getirilmediğini, ancak artık bu girişimlerin Arkeoloji Müdürlüğü’nün iznine bağlandığını belirtmektedir.
Son örneğin İskeçe’nin 1960’larda tamamen boşalmış Celepli köyünde yaşandığını aktaran Trampa, gönüllü bir grubun bir yıl önce burada bulunan üç Osmanlı mezarlığından birini temizlediğini, toprak altında kalan mezar taşlarının gün yüzüne çıkarıldığını ve alanın çalı ve yabani bitkilerden arındırıldığını ifade etmektedir.
Çifte Standart Eleştirisi ve Koruma Sorununun Derinliği
Söz konusu temizlik çalışmasının sosyal medyada paylaşılmasının ardından İskeçe Arkeoloji Müdürlüğü’nün bölgenin izinsiz müdahaleye kapalı olduğunu duyurmasının yeni bir tartışma yarattığını belirten Trampa, çalışmaya katılan kişilerin ifadeye çağrılmasıyla durumun farklı bir boyut kazandığını söylemektedir.
Batı Trakya’daki Osmanlı mirasının büyük bölümünün yıllar içinde define arayanlar tarafından tahrip edildiğini hatırlatan Trampa, pek çok mezarlığın tamamen ortadan kalkmasına rağmen geçmişte herhangi bir koruma girişimi yapılmadığını vurgulamaktadır. Buna karşın, bugün yalnızca birkaç mezar taşının ayakta kaldığı ve ulaşımın güç olduğu alanlarda dahi temizlik faaliyetlerinin izne tabi tutulmasının anlaşılır olmadığını ifade etmektedir.
Trampa, bölgede yıkılma tehlikesi altında bulunan çok sayıda Osmanlı eserine yönelik koruma adımı atılmamışken gönüllü temizlik girişimlerinin engellenmesinin çifte standart yarattığını savunmaktadır. Toplumun tüm zorluklara rağmen kendi tarihi mirasına sahip çıkmaya devam edeceğini belirterek, mevcut uygulamaların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunmaktadır.
Ayhan Mehmet aa