Balatlar Yapı Topluluğunda 700 Yıllık Kilise Gün Yüzüne Çıkarıldı
Sinop’taki Balatlar Yapı Topluluğu kazılarında ortaya çıkarılan ve dört farklı dönemde kilise olarak kullanılan 700 yıllık yapı, duvarlarında yer alan Tevrat ve İncil temalı fresklerle birlikte restore edildi. Roma İmparatorluğu’na ait hamamdan kiliseye uzanan çok katmanlı geçmiş, arkeolojik titizlikle belgeleniyor.
16 Yıllık Bilimsel Kazı Süreci
Sinop şehir merkezinde yer alan Balatlar Yapı Topluluğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin katkılarıyla 2008 yılında başlayan arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmalarıyla gündeme geldi. Kazılar, Prof. Dr. Gülgün Köroğlu başkanlığındaki ekip tarafından 16 yıldır kesintisiz olarak sürdürülüyor. Bu süreçte, yapının sadece mimari yapısı değil, aynı zamanda çok katmanlı kültürel geçmişi de ortaya çıkarılmış oldu.
Roma’dan Kiliseye Uzanan Katmanlı Geçmiş
Kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılan yapının orijinal işlevi, Roma İmparatorluğu dönemine ait bir hamam olarak belirlendi. Ancak zaman içinde yapının bazı bölümleri kiliseye dönüştürülmüş ve farklı dönemlerde yeniden kullanılmış. Prof. Dr. Köroğlu’na göre, restorasyonu tamamlanan bölüm 13. yüzyıldan 1924 yılına kadar kesintisiz olarak kilise işlevi görmüş. Böylece yapı, en az dört farklı dönemde ibadet amacıyla kullanılmıştır.
Kazılarda ayrıca 1600 yıllık mozaikler, mezarlar, heykel parçaları, hayvan figürlü objeler gibi buluntular da elde edilerek bölgenin arkeolojik değeri zenginleştirilmiştir.
Duvar Resimlerinde İncil ve Tevrat Temaları
Yapının duvarlarında yer alan freskler, İsa’nın hayatına dair sahneleri, Hristiyan aziz ve azizelerini, din adamlarını ve ilahi figürleri betimliyor. Apsis bölümünde tahtında oturan İsa figürü, yanında Mikail ve Cebrail ile yer alıyor. Altında ise kollarını iki yana açmış Meryem figürü, insanlığı kucaklayan bir tasvir olarak sunulmuş. Bu betimlemeler, ikonografik ve teolojik açıdan yüksek düzeyde ayrıntılar içeriyor.
Tevrat temalı sahneler arasında İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban etmesi gibi anlatımlar yer almakta. Ayrıca, duvarlarda şeytanın yenilgisi, hastalıklara şifa veren azizler, ve denizcilerin fırtınalardan korunmak için yaptığı gemi grafitileri de dikkat çekici unsurlar arasında bulunuyor.
Restorasyon Süreci ve Koruma Çalışmaları
Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, yapının 2010 yılına kadar tütün kurutma ve atölye gibi işlevlerle kullanıldığını, bu nedenle ciddi yapısal bozulmalar yaşandığını belirtiyor. 16 yıl süren çalışmalarla yapı yeniden ayağa kaldırıldı. Dış cephe güçlendirmeleri, su yalıtımı, koruyucu çatı, duvar resimlerinin onarımı gibi birçok müdahale yapıldı. Bugün itibarıyla yapı, hem bilimsel hem kültürel anlamda ziyarete ve incelemeye açık bir koruma alanı niteliği taşıyor.
Mezar kazıları ve yapı içindeki bazı arkeolojik süreçler halen devam etmekte. Ancak restorasyonun büyük bölümü tamamlanmış durumda.
Tarihi Bir Yapının Dönüşen Kimliği
Yapının geçmişi, Roma hamamından Bizans kilisesine, ardından Osmanlı döneminde özel mülkiyete ve son olarak kültürel miras alanına dönüşüm sürecine işaret ediyor. Özellikle 1924 sonrası mübadeleyle birlikte boşaltılan yapı, uzun süre atıl kalmıştı. Yapının bugünkü bilimsel kazanımı, sadece fiziksel bir restorasyon değil; aynı zamanda geçmişin sosyo-kültürel katmanlarının anlaşılması açısından da büyük değer taşıyor.
Prof. Dr. Köroğlu’nun belirttiği gibi, bu yapı ve duvar resimleri, yalnızca sanatsal değil; aynı zamanda inanç, korku, umut ve iyileşme temalarını da barındıran nadide kültürel anlatılar sunuyor.
Gökhan Güçüklüoğlu - aa
24.09.2025