Arslantepe Höyüğü’nün Tarihi 8 Bin Yıl Öncesine Gidiyor
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Arslantepe Höyüğü’nde yapılan son yüzey kazıları, höyüğün tarihini 8 bin yıl öncesine kadar götürebilecek yeni kanıtlar sundu. Yüzeyde bulunan Halaf Dönemi seramik parçaları, Malatya’nın yalnızca Anadolu’nun değil, Yakın Doğu’nun da en önemli kültürel merkezlerinden biri olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu keşif, Anadolu’da Halaf kültürüne ait bilinen en erken izleri ortaya koyması bakımından büyük bilimsel önem taşıyor.
Arslantepe Höyüğü’nün 8 Bin Yıllık İzleri
Malatya’da yer alan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Arslantepe Höyüğü, Anadolu’nun en eski şehir devletlerinden birinin doğduğu yer olarak biliniyor. Bu yıl temmuz ayında başlatılan kazı sezonunda höyüğün yüzeyinde yapılan araştırmalarda, Halaf Dönemi’ne tarihlenen seramik küp parçaları tespit edildi. Arslantepe Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli, bu buluntuların höyüğün tarihini MÖ 6000’li yıllara götürdüğünü belirterek, “Bu, Arslantepe’nin geçmişinin yalnızca Tunç Çağı ile sınırlı olmadığını, çok daha eski kültürlerin izlerini barındırdığını gösteriyor” dedi.
Halaf Dönemi Seramiklerinin Önemi
Kazı ekibinin yüzeyde topladığı seramikler, tipolojik olarak Kuzey Mezopotamya ve Kuzey Suriye’de iyi bilinen Halaf Dönemi çanak çömlekleriyle büyük benzerlik gösteriyor. Bu durum, Anadolu’nun doğusu ile Mezopotamya arasındaki kültürel etkileşimin MÖ 6. binyılda oldukça güçlü olduğunu kanıtlıyor. Prof. Dr. Restelli, bu keşfin Arslantepe’nin yalnızca bölgesel değil, uluslararası ticaret ve kültürel paylaşım ağları içinde de bir merkez olduğunu düşündürdüğünü vurguluyor. Halaf Dönemi’ne ait seramiklerin Anadolu’nun bu bölgesinde bulunması, bugüne kadar bilinmeyen bir yerleşim tabakasının varlığına işaret ediyor.
En Eski Tabakaların Peşinde
Kazı ekibi, höyüğün en derin tabakalarına ulaşarak erken yerleşim izlerini ortaya çıkarmayı hedefliyor. Şu ana kadar ulaşılan en eski tabakanın MÖ 4700’e tarihlendiğini belirten Restelli, “Bu katmanda Ubeyd Kültürü seramikleri bulunuyor. Daha derine indikçe Arslantepe’nin ilk yerleşim evrelerini ve bu evrelerin çevredeki kültürlerle ilişkisini daha iyi anlayabileceğiz” diyor. Bu bulgular, Anadolu’da tarıma dayalı köy yaşamının ve erken kentleşme süreçlerinin kronolojisini yeniden gözden geçirmeyi gerektirebilir.
Kültürel Süreklilik ve Bilimsel Katkılar
Malatya bölgesinde Halaf Dönemi’ne ait başka bir tepenin bulunmamış olması, Arslantepe’nin bu dönemi temsil eden tek arkeolojik alan olma ihtimalini güçlendiriyor. Bu da höyüğün yalnızca Anadolu değil, tüm Yakın Doğu tarih yazımı açısından kritik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor. Yeni buluntular, Geç Neolitik Dönem’in geniş ve güçlü kültürel bağlarını ortaya koyarken, Anadolu-Mezopotamya etkileşiminin sürekliliğine dair yeni ipuçları da sunuyor. Kazı sonuçlarının ilerleyen yıllarda uluslararası bilim dünyasında büyük yankı uyandırması bekleniyor.
Okan Coşkun - aa