Ardahan’da Bilinmeyen Tarih Katmanları Açığa Çıkıyor
Ardahan’ın Göle ilçesinde, Tigem Kalesi’nde başlatılan arkeolojik kazılar, bölgenin 3.500 yıllık geçmişine ışık tutuyor. Kars Müze Müdürlüğü ile Ardahan Üniversitesi'nin bilimsel iş birliğiyle yürütülen çalışmalarda, Geç Tunç ve Erken Demir Çağı’na ait seramik buluntulara ulaşıldı. Kazıların, Urartu Krallığı ile bölge arasındaki ilişkilerin izlerini de ortaya çıkarabileceği düşünülüyor. Bu araştırmalar, Ardahan’da ilk kez yürütülen arkeolojik kazı niteliği taşıması bakımından büyük önem arz ediy
Kafkasya Geçidi Üzerinde Bir Kale
Tarihi ve coğrafi konumu itibarıyla önemli bir geçit noktasında bulunan Tigem Kalesi, yaklaşık 2.100 metre rakımda, Göle Ovası’na hâkim bir noktada konumlanıyor. Kalede yürütülen kazılar, Kars Müze Müdürü Hakim Aslan başkanlığında ve Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Akın Aras’ın bilimsel sorumluluğunda yürütülüyor.
Yapılan ön değerlendirmelerde kaleye ait mimari unsurların ve çevredeki yerleşim düzeninin, Geç Tunç-Erken Demir Çağı’na (yaklaşık M.Ö. 1500–1100) tarihlendirilebileceği ortaya kondu. Bu döneme ait mimari örnekler ve kalıntılar bölgede daha önce kazı ile belgelenmediğinden, Tigem Kalesi, Ardahan arkeolojisinde önemli bir boşluğu dolduruyor.
Geç Tunç Çağı’ndan Urartu’ya Giden İzler
Kars Müze Müdürü Hakim Aslan, kazıların yalnızca mimari dokuyu ortaya çıkarmakla kalmayacağını, aynı zamanda Urartu Krallığı ile bölgenin ilişkilerini anlamak adına da önemli bilgiler sağlayacağını vurguladı. Aslan, bölgede daha önce Urartu dönemine ait yazıtlar bulunduğunu belirterek, yeni buluntuların tarihsel süreklilik ve etkileşim açısından ipuçları vereceğini söyledi.
Kazı alanında tespit edilen seramik parçaları, yüzey buluntuları ve kalenin stratejik konumu, bu yerleşimin yalnızca bir savunma yapısı olmadığını, aynı zamanda siyasi ve ekonomik bir merkez işlevi gördüğünü düşündürüyor. Bu buluntular, Geç Tunç Çağı'ndan Erken Demir Çağı'na geçiş sürecinin bölgedeki yansımalarını takip etme açısından da önem taşıyor.
Hayvancılıkla Sürdürülen Bir Yaşamın İzleri
Kazılarda görevli bilim insanı Dr. Ayşegül Akın Aras, kalenin yalnızca askeri değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik bir merkez olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bölgenin geniş meralara sahip olması, antik dönemde hayvancılık temelli bir yaşam biçiminin sürdürüldüğünü gösteriyor. Aras’a göre, bugün Göle’de hâkim olan kırsal yaşam modeli, 3.500 yıl öncesine dayanan benzer bir yaşam kültürünün devamı niteliğinde olabilir.
Bu tespit, arkeolojinin yalnızca yapıları değil, yaşam biçimlerini de ortaya koyma potansiyelini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda Tigem Kalesi, yalnızca arkeolojik değil, etnografik ve sosyolojik açıdan da değerlendirilmeye açık bir saha olarak öne çıkıyor.
Cüneyt Çelik, Günay Nuh - aa