Anasayfa / Antropoloji

Antik Filistin topraklarına göçen Mavi Gözlü Zagroslular

Arkeolojik bulgulara göre 6,500 yıl önce Zagros Dağları’ndan Celile bölgesine göçen Mavi Gözlü İnsanlar hem kültürü hem de genetik görünümleri değiştirmeyi başardılar.

 

Bugün İsrail devletinin hüküm sürdüğü Antik Filistin'in kuzeyindeki Celile bölgesine, binlerce yıl önce, kuzeyden ve doğudan (günümüzdeki İran ve Türkiye topraklarından) gerçekleşen göçlerin hem kültürel hem de genetik değişim sağladığı anlaşıldı.

 Nature Communications dergisinde 20 Ağustos tarihinde Kalkolitik İsrail kültürel dönüşümde nüfus karışımının rolünü ortaya koymaktadır. (Kalcolithic Israel reveals the role of population mixture in cultural transformation) başlığı ve Éadaoin Harney, Hila May, Dina Shalem, Nadin Rohland, Swapan Mallick, Iosif Lazaridis, Rachel Sarig, Kristin Stewardson, Susanne Nordenfelt, Nick Patterson, Israel Hershkovitz ile David Reich imzaları ile yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, "Güney Levant'taki Geç Kalkolitik döneme ait malzeme kültürü (4500–3900 / 3800 BCE), önceki ve sonraki dönemlerden niteliksel olarak farklı görünüyor.

Peqi’in Mağarasından elde edilen 22 antik genom üzerinde yapılan DNA analizleri, nüfus hareketlerinin geçmişte kültürel değişimleri nasıl değiştirdiğini gösteriyor, üstelik mavi göz rengi oluşturan genlerin de bu dönemde bölgeye taşındığı anlaşılıyor.

Peqi'in, yaklaşık 17 metre derinliğinde ve ortalama 5 ile 8 metre arasında değişen genişliğinde doğal bir mağaradır. Kalkolitik çağ insanlarının bir nevi morg gibi kullandığı mağaranın içinde arkeologlar yüzlerce iskeletin yanı sıra, dekore edilmiş kavanozlar ve değişik alet kalıntılarına rastladı. 

Live Science dergisinden Mindy Weisberger'ın haberine göre; Peqi'in mağarasındaki arkeoloji kazılarında bulunan 600 kadar iskelet, yaklaşık 6.500 yıl öncesine tarihlendiriliyor.

DNA analizleri mağarada bulunan iskeletlerin genetik açıdan, bölgede yaşayan yerli insanlardan farklı olduğunu gösteriyor. İskeletlerin genetik özelliklerinin bazıları Zagros Dağları’nda yaşayan insanlarla örtüşüyor.

Mağaraın bulunduğu Celile toprakları, bugünün Doğu Akdeniz ülkelerini kapsayan Levant bölgesinin güney kısmında yer alıyordu.Güney Levant'ta M.Ö 4500’den MÖ 3800’e kadar yaşanan Geç Kalkolitik Çağda önemli kültürel değişimler olduğu aşikar. Bu yıllarda göçler yoğunlaştı, yerleşimler arttı, inançlar çeşitlendi, daha fazla ritüel gelişti ve bu da mezar kültleri ile gömü adetlerini etkiledi.

Antropologlar daha önce, kültürel dönüşümün Güney Levant yerlilerince gerçekleştiğinis avunuyorlardı ancak yapılan yeni araştırma,  değişimlerin  göçü dalgalarıyla ilgili olduğunu gösteriyor.

Soy bulmacasına yeni kareler eklendi

Makalede imzası bulunan İsrail’in Kinneret Colloge Celile Arkeolojisi Enstitüsü’nden arkeolog Dina Shalem’in mağarada bulunan iskeletlerin çoğunun göçmen olduğunu belirterek,  “Mağaradan edinilen bulgulardan bazıları bölgeye özgü özellikler gösteriyor, ancak diğerleri uzak bölgelerle kültürel alışveriş olduğunu gösteriyor” diyor.

Harvard Üniversitesi Organizmik ve Evrimsel Biyoloji Bölümü’nden doktora öğrencsi Eadaoin Harney ise mağarada buunan eserlerdeki üsluplarının sanatsal  açıdan Yakın Doğu’nun çok daha kuzeydeki bölgeleri andırdığına dikkat çekiyor.

Mavi gözlü ve açık tenli insanlar

Mağaradaki 48 iskeletten elde edilebilen 28 genom üzerinden yapılan DNA analizleri; genlerin kuzeydeki halklarla ortak özellikler taşıdığını, genetik açıdan Güney Levant’ta o yıllarda yaşayanlardan farklıolduğunu gösteriyor.

Genomların yüzde 49’unda mavi göz rengini oluşturan aleller bulunması, Celile’de o yıllarda yaşayan insanlar arasında mavi göz oranının arttığını gösteriyor. Diğer bir alel ise bölgeye nazaran daha açık tenin yerel halktan daha yaygın olabileceğini gösteriyor.

Eadaoin Harney  “Araştırmada üzerinde durduğumuz iki alelin mavi göz ve açık ten rengi sağladığı biliniyor. Antik DNA araştırmaları, insaların nasıl göründüğüne dair tahminde bulunmayı sağlıyor. Doğal olarak diğer aleller de insanlardaki göz ve ten rengini etkileyebilir. Yani biz tahminen bunu öngörüyoruz" dedi.

Makalede yer alan bilgilere göre gruplar içerisindeki genetik çeşitliliğin zaman içerisinde artarken, gruplar arasındaki genetik farklılıklar azallıyor. Araştırmacılara bunun göçler sonrası yaşanan doğal bir gelişim olduğunu söylüyorlar.

Wheaton College arkeoloji bölümünden Prof. Dr. Daniel Master, uzak geçmişten gelen DNA bulgularının antik dünyaya ve onu iskân eden insan topluluklarına dair yeni ve heyecan verici bilgiler sunduğunu belirterek, “Kilit sorunlardan biri Celile’deki grupların, Beerşeba Vadisi’nde, Ürdün Vadisi’nde veya Golan Yaylalarında yaşayan gruplarla ilişkileri ne orandaydı. Peki’in’de ele geçirilen eserlerin yayımlanması bu bölgeler arasında birçok kültürel bağlantı olduğunu gösteriyor,  gelecekte bağlantıların genetik açıdan nasıl olduğunu görmek daha da ilginç olabilir.” diyor.

Shalem, araştırmacıların elde ettiği sonuçların Kalkolitik Çağ insanlarının eşsiz kültürünün gidişatını değiştiren esas etkenin ne olduğu hakkında uzun süredir devam eden tartışmaya nokta koyduğunu iddia ediyor.

arkeolojikhaber.com