Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Antakya Antik Hipodrom'unda tapınak ve 'kumarhane' bulundu

Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı Küçükdalyan Mahallesi sınırlarındaki Antakya Antik Hipodrom ve çevresi kazıları Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığında yürütülüyor.

 

Arkeolog, mimar, şehir plancısı ve yurt dışından farklı üniversitelerin arkeoloji bölümü öğrencilerinden oluşan 25 kişilik kazı ekibi hipodromun batı kısmında eğlence yeri olarak kullanılan iki mekan ve içerisinde oyunlarda kullanılan kemik zarlar, oyun taşları ve üflemeli çalgı parçası buldu.

Antakya Antik Hipodromu Roma'daki Circus Maximus'la yarışacak heybette

2013 yılından bu yana yürütülen kazılarda elde edilen verilere göre 513 metre uzunluğunda ve 110 metre genişliğindeki Helenistik dönem yapıların üzerine inşa edilmiş yapının tarihinin milattan önce 67 yılına kadar uzandığını söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir,  "At yarışlarının yanı sıra olimpiyat sporları da yapılan iki katlı ve 80 bin kişi kapasiteli Antakya Antik Hipodromu dünyanın en görkemli yapılarından bir tanesi. Bu anlamda kıyaslamak açısından düşünecek olursak Roma'daki Circus Maximus'u verebiliriz. Aynı büyüklük ve kapasiteye sahip bir yapı. Milattan önce 67'ye kadar uzanan bir tarihi var. Roma'nın Antakya'yı hem kültürel hem siyasi hegemonyası altına aldığı döneme kadar uzanıyor. Fakat yine biz kayıtlardan biliyoruz ki bu hipodrom aslında ondan daha öncesine gidiyor. Helenistik dönemi krallıkları dönemine gidiyor. Muhtemelen Roma yapısı hipodromun Helenistik dönem yapısının üzerine inşa edildiğini düşünüyoruz. Buna yönelik de araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Hipodromda zamanında büyük festivaller ve organizasyonlar yapılıyordu. Onlardan bir tanesi her dört yılda bir Mısır'dan Kıbrıs'a Yunanistan'a kadar bütün Doğu Akdeniz kıyılarından gelen yarışmacıların katıldığı  at yarışları idi" dedi.

Oyun zarları ve oyun taşları bulundu

Antakya Antik Hipodrom'un doğu kısmında ayrıca bir tapınağın bulunduğunu ve buralarda da çalışma yürüttüklerini aktaran Pamir, "Hipodromun batı kısmındaki kazılarda ilginç mimari kalıntılar ve eserlerle karşılaştık. Sadece çok küçük iki mekan kazdık. Yaptığımız kazılarda, oyun oynamakta kullanılan üzerlerinde işaretler bulunan oyun zarları, oyun taşları, kemikten yapılmış üflemeli bir çalgının ağız kısmı ve üzerlerinde isim yazılmış kırık çömlekler bulduk. Bu da bizi şöyle bir düşünceye götürdü. Bu kadar büyük boyutlu bir yapının yanında elbette ki eğlence yeri gibi mekanları vardı. Zaten kazdığımız bu mekanlar da bir konut planı vermediği için biz onu bir eğlence mekanı, sporcuların belki boş vakitlerini geçirdikleri ya da gelen kişilerin eğlenecekleri bir mekan olduğu şeklinde şimdilik yorumladık."

Pamir, değerli bir kültür mirası hipodromun geleceğe taşınması ve korunmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.