Anasayfa / Etkinlikler

Anadolu kapı kültüründen esintiler taşıyan sergi: Eşikten Yükselen Sesler

İstanbul'da düzenlenen 23'üncü Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali kapsamındaki “Eşikten Yükselen Sesler” sergisinde yer alan kapı tokmakları, anahtarlar, kilitler ve şamdanlar Anadolu kapı kültürüne ışık tutuyor.

 

Eşinin 20 yıl önce hediye ettiği “El” şeklindeki kapı tokmağı ile başladığı kapı kültürü koleksiyonunu genişleten Ebru Turhan'ın 20 yıldan bu yana Anadolu’nun farklı bölgelerinden topladığı kapı tokmakları, anahtarlar, kilitler ve şamdanlar “Eşikten Yükselen Sesler” adıyla 23. Uluslararası İstanbul Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali'nde sergileniyor..

Koleksiyner Ebru Turhan: Kapı mübarek, eşik mukaddes, misafir emanet

Koleksiyonuna zamanla hayvan, bitki ve geometrik formlara kadar çok çeşitli tokmakların yanı sıra Anadolu'nun her yerinden bulduğu anahtarlar, kilitler, şamdanlar ve kapıları da koleksiyona eklediğini söyleyen Turhan, "Toplamda 300'e yakın kapı tokmağı biriktirdim. Diğer kilitler ve anahtarlarla birlikte özel koleksiyonum 800 civarında parçadan oluşuyor." dedi. 

Büyükçekmece'de 180 adet parçanın sergilendiğini ifade eden Turhan, demire tutkusunun kalıpçı babasından kendisine geçtiğini belirtti. Serginin adının “Eşikten Yükselen Sesler” olmasının derin bir anlamı olduğunu kaydeden Turhan, "Kapı mübarek, eşik mukaddes, misafir emanet. Bu söze inanarak bu yolculuğa çıktık. Sergimizin kapsamlı olmasının yanında biz biraz da eşiğe gönderme yaptık. Eşik bizim için durup beklediğimiz, karar verdiğimiz ve vedalaştığımız anlar. Bu topraklarda doğan eserlerin, mutlaka bu topraklarda sergilenmesi taraftarıyım. Bunun bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyorum." dedi. 

Kuratör Seher Danışoğlu: Kültürel miras taşıyıcılığı yapıyoruz.

Serginin kuratörlüğünü yapan Seher Danışoğlu da başlangıçta kapı kolları, tokmaklar ve nesneleri görerek başladığını belirterek, "Nesneleri gördüğümde hepsi bana eşik kavramını hatırlattı. Hayatımız da hep eşiklerden oluşuyor. O eşiği aşmak ve o kapıyı geçmekle ilgiliydi. Daha sonraki tasarımlarımda da nesneler hep ay ile baş başa kalıyor. Ondan yola çıkarak hilal formlarını kullandım. Sonraki süreçte de ayrılıklar ve helalleşmeler hep o eşikte oluşuyor. Bütün bu tasarımlarda onlardan faydalandım. Şu anda aslında kültürel miras taşıyıcılığı yapıyoruz. Hepsinin yapıldığı dönemle ilgili çok güzel yaşanmışlıkları var ve işçilikleri çok güzel. Her biri el işçiliği ile tek tek yapılmış. Kalıp çalışmaları bile muhteşem. Onların en azından bir kısmını gelecek nesillere aktarmayı istiyoruz." dedi.