Anasayfa / Paleontoloji

Altay İnsanı Denisovan'a ait ilk kafatası parçası bulundu

Bugüne dek varlığı sadece arkeoloji kazılarında bulunan diş ve küçük bir parmak kemiği parçalarından tespit edilebilen Denisovanlara ait ilk kafatası parçası Sibirya'da keşfedildi. Fosilleşmiş avuç içi büyüklüğündeki kafatası parçası, dişlerin ve küçük parmak kemiğinin dışında Denisova insansı türüne ait ilk kafatası buluntusu oldu.

 

Sibirya’nın Denisova mağarasında başlayan ve 2008 yılında elde edilen bulgular ile şekillenen çalışma; yeni bir insansı türün tanımlanmasına kadar giden süreci başlatmıştı. Rus arkeologlar tarafından 2008 yılında başlatılan çalışma ile elde edilen ve henüz ergenlik döneminde olan insansıya ait parmak kemikleri üzerinde yapılan inceleme, kalıntıların bir dişi bireye ait olduğunu ortaya çıkarmış; bu canlının fosilleri üzerine yapılan araştırmalar Mitokondriyal DNA üzerinde yoğunlaşmıştı. Özellikle de dişi soy hattının takibi açısından önemli olan Mitokondriyal DNA üzerinde süren çalışmaların ardından söz konusu kemiklerin yeni türe ait olduğu ortaya konulmuş; çalışmanın ardından ortaya çıkarılan bulgular, daha sonraları Denisovan insanı adını alacak yeni bir insansı türünün keşfedilmesini sağlamıştı.

Bu kapsamda yapılan yeni çalışma ile gün yüzüne çıkarılan avuç içi büyüklüğündeki fosilleşmiş kafatası buluntusu, dişler ve parmak kemiği dışında Denisovan insanına ait olduğu bilinen ilk kafatası fosil buluntusu oldu. Sibirya’daki Denisova Mağarası’nda Ağustos 2016’da keşfedilen buluntu üzerinde yapılan araştırma, nesli tükenmiş ama DNA'ları insanlarda yaşayan insansılara ilişkin çalışmada ön açıcı olması nedeniyle önemli.

28 Mart günü düzenlenen Amerikan Fiziksel Antropologlar Derneği yıllık toplantısında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan paleoantropolog Bence Viola, “Tipik olarak annenin soy hattı üzerinden kalıtılan genetik materyal olan Mitokondriyal DNA’ya ilişkin çalışmaların ardından, insan kafatasından elde edilen bulguların kullanıldığı çalışmada Neandertaller ile akraba olan bu canlılara ilişkin yeni soruların ortaya çıkmasına zemin hazırlamış oldu” dedi. On yıl önce, bu canlıların parmak kemiklerinin küçük bir parçası üzerinden başlayan çalışma; Taş Devri nüfusunun özelliklerinin belirlenmesi için çok önemli olan Denisovan insanına ait DNA’yı ortaya çıkardı.

Çökelti analizleri; Denisovan insanının, periyodik olarak 50 bin ila 300 bin yıl önce bu mağarada ikamet ettiğine ve 200 bin yıl önceki süreçte Neandertallerin mağaraya ulaştıklarına işaret etti. Ancak günümüzde süren çalışmanın sonuçları, Denisovalıların evrimsel süreçlerinin tarihine ve Denisovan insanının kimliğine ilişkin çok az şeyi ortaya koyuyor. Örneğin; bu çalışmalar, Denisovan insanının başka bir “Homo” türüne ait olup olmadığına ilişkin yüzde yüz kesinlikte yargılara ulaşmamızı sağlayacak bilgiler içermiyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan biliminsanları, yapılan yeni çalışma ile elde edilen kanıtların da bu gizemi aydınlatmak için yeterli olmayacağı görüşünde.

Londra’da bulunan Tabiat Tarihi Müzesi’nde paleoantropoloji alanında çalışma yürüten Chris Stringer, konuya ilişkin açıklamalarda bulunarak “Denisovan insanları ile ilgili tür problemini çözmekten çok uzağız” dedi. Toronto Üniversitesi’nde çalışma yürüten Viola ve araştırma ekibindeki biliminsanları ise yaptıkları çalışma ile, Taş Devri döneminde yaşamış 30 Homo sapiens ve Neandertale ait kafatası ile günümüz insanına ait 112 kafatasından alınmış ve birbirleri ile uyum içinde bulunan parçaların dijital rekonstrüksiyonunu karşılaştırdı. Denisovalılara ilişkin bulgular, daha öncesinden bilinen “Homo” türlerine tam olarak uyum sağlamıyordu. Bu noktada fark edildi ki bazı özellikler; Denisovan insanına ait fosili, Neandertallere ve Denisovan soyuna sahip 430 bin yıllık İspanyol “Homo” türüne bağlıyordu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Viola, Denisovan insanlarının kafatası fragmentlerinin şaşırtıcı bir biçimde kalın olduğunu ve bu açıdan da, bu kemiklerin Taş Devri Homo Erectus’unun kafatası kemiklerine benzer olduklarını ifade etti. Londra Üniversitesi’nde çalışma yürüten paleoantropolog María Martinón-Torres katıldığı toplantıda, bu konunun değerlendirilmesi için gerekli bilgilerin toplamasının zor olacağını ifade etti. Denisovanlar, Homo sapiens ve Neandertaller gibi yakın ilişkili popülasyonların melezlenmesi, ne zaman edinildikleri belirsiz yeni iskelet özelliklerinin var edilmesinde önemli bir nokta olarak görünüyor.

Yeni Zelanda’daki Massey Üniversitesi’nde çalışma yürüten popülasyon genetiği uzmanı Murray Cox, “Bu gizemli hominidlerin işgal ettiği evrimsel niş, üçe ayrılan Denisovan popülasyonunun antik insanlarla melezleme yapmasına olanak sağlamış olabilir” diyor ve ekliyor: “Bu popülasyonlardan ikisinin genetik kalıntıları, Papua Yeni Gine’de yaşayan yerli ve modern aborjin gruplarında ortaya çıkabiliyor.”

Cox; yapılan yeni çalışmalar ile bu tahminin doğrulanması halinde, hayatta kalan son Denisovalıların Homo Sapiens olmadıklarının kanıtlanacağını ifade etti ve o dönem hayatta kalan son üyelerin, Papua Yeni Gine veya yakın çevrede bulunan bir adada yaşamlarını sürdürdüklerini ekledi. Bu noktadan hareketle, bilim insanları şu savı ortaya koydu: “Papua Yeni Gine’deki insanlar, genetik olarak kendilerinden farklı bir konumda bulunan Denisovan nüfusu ile 46 bin yıl önce etkileşime girdi. Bu evrenin ardından ikinci etkileşim, yaklaşık 30 bin yıl önce gerçekleşti.”

Üç farklı insansı türün kafataslarının karşılaştırılması

Çalışmayı yürüten ekip, Denisovalılar ile girilen etkileşimin moleküler belirtileri için Papua Yeni Gine ve diğer Güneydoğu Asya adalarında yaşamlarını sürdüren 100 topluluktan elde edilen 3 bin DNA örneği üzerinde çalışma yaptı. Yeni DNA dizileme teknikleri ile ortaya koyulan çalışma; günümüzde Papua Yeni Gine ve çevresindeki adalarda yaşayan bazı üyelerin, immün sistem ve diyet fonksiyonlarına ilişkin genetik yapı içerisinde 400 Denisovan geni taşıdıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu noktada, Denisovan DNA’sı üzerine yapılan yeni çalışma; Sibirya, Doğu Asya ve Amerikan yerlileri üzerinde yapılmış önceki çalışmalarda ortaya çıkarılamayan bir yanı da aydınlatıyor. Bu çalışma, daha önceki çalışmalar ile elde edilemeyen bir veriye ışık tutuyor ve Güneydoğu Asya bölgesinde oluşan Denisovan insanına ait üçüncü yaşam hattını ortaya çıkarıyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde çalışma yürüten paleoantropolog John Hawks, “Bugüne kadar Güneydoğu Asya adalarının bulunduğu bölgede farklı Denisovan toplulukları olduğunu bilmiyorduk” açıklamalarında bulunarak Filipinlerde sürmekte olan çalışmayı işaret etti. Bu kapsamda, Denisovan popülasyonuna ilişkin yeni veriler; Filipinlerde devam eden DNA çalışmaları ile ortaya çıkarılabilir.

Gülseli Kırgıl - Bilim ve Gelecek: https://bilimvegelecek.com.tr/index.php/2019/04/02/denisovan-insanina-ait-oldugu-bilinen-ilk-kafatasi-fosili-sibiryada-bulundu/

Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/first-fossil-denisovan-skull-cave-siberia