Anasayfa / Arkeoloji / Avrupa

30 Bin yıl önce bir Buz Çağı avcısı çantasında neler taşıyordu?

Çekya’nın güney Moravya bölgesinde 30 bin yıl önce bir avcı sırt çantasını düşürdü… Bölgede gerçekleştirilen kurtarma kazılarında bulunan çantanın içindekiler sadece hayatta kalma değil, toplumsal statü, ritüel ve teknolojiye dair bir portre çiziyor. Bakın, o çantada neler vardı?

 

30 bin yıl önce bugünkü Çekya topraklarında yaşayan bir Gravettien avcısını hayal edin. Sırtında deri bir çanta. Bugün bu öantanın içindekiler yeniden gün ışığına çıktı.

Buz Çağı’nın Sırt Çantası: Bir avcının yükü, bir toplumun belleği.

Journal of Paleolithic Archaeology'de (Paleolitik Arkeoloji Dergisi) yayınlanan Avcının İzini Sürmek: Milovice IV'ten Bir Gravettian Avcı-Toplayıcısının Kişisel Donanımları Üzerine Bir Çalışma (Tracking the Hunter: A Study of the Personal Gear of a Gravettian Hunter-Gatherer from Milovice IV) başlılı makaleye göre; Çekya’nın Milovice IV adlı arkeolojik alanında yapılan kazılarda, tam 29 taş aletlik bir “kişisel set” bulundu. İlk bakışta birbirinden kopuk görünen parçalar, detaylı analizler sayesinde aslında aynı avcıya ait bir av donanımının parçası olarak tanımlandı.

Çekya’nın güneyindeki Pavlov VI kazı alanında bulunan 30 bin yıl öncesine ait bir bireyin kişisel av ve yaşam seti  arkeologlara ilk kez bir bireyin teknoloji, av stratejisi ve toplumsal statüsüne dair bütünlüklü bir portre çizme imkânı sundu.

Aletlerin bazısı kesmek, bazıları kazımak ya da delmek için kullanılmış. Bazılarıysa bir zamanlar mızrak veya ok ucuydu; av sırasında kırılmış, ama yine de çöpe atılmamış. Araştırmacılar, bu durumun avcının hammaddeleri ekonomik şekilde kullandığını, küçük ve kırık parçaları bile yeniden değerlendirdiğini gösterdiğini söylüyor.

Hammadde çeşitliliği geniş hareket alanı ve topluluklar arası bağlantıları gösteriyor

Bir diğer dikkat çekici nokta ise hammaddelerin çeşitliliği. Çakmaktaşları yüzlerce kilometre öteden, Polonya ve Çekya’nın kuzeyinden; radiolarit Slovakya’dan; opal ise bölgesel kaynaklardan getirilmişti. Bu tablo, 30 bin yıl önce bile avcı-toplayıcıların geniş bir hareket alanına sahip olduğunu ve farklı topluluklarla hammadde alışverişinde bulunduğunu ortaya koyuyor.

Gravettien dönemine ait bu kapalı sette mamut dişinden yapılmış ve mağara aslanı figürüyle süslenmiş bir zıpkın fırlatıcı yer alıyor. Bu obje, yalnızca bir silah değil; aynı zamanda bir sanat eseri ve statü simgesi. Yanında bulunan deri işleme aletleri, çok amaçlı çakmaktaşı ve ritüel amaçlı okra bloğu, avcının hem teknik hem sembolik dünyasına ışık tutuyor.

Mikroskobik iz analizleri sayesinde, her bir objenin kullanım şekli, taşınma biçimi ve üretim süreci detaylıca çözümlendi. Bu izler, avcının yalnızca bir hayatta kalma ustası değil, aynı zamanda ritüel ve toplumsal pratiklerin taşıyıcısı olduğunu gösteriyor.

Araştırma, bu bireyin yalnız olmadığını, karmaşık bir iş bölümü ve teknik bilgi aktarımı olan bir topluluğun parçası olduğunu vurguluyor. Mamut dişi gibi nadir malzemelerin temini ve işlenmesi, kolektif bir çabanın ürünü.

Bilim insanları bu keşfi “tarihöncesi bir bireyin kişisel hikâyesine nadir bir pencere” olarak değerlendiriyor. Bugün nasıl birinin cebinde çakı, cep telefonu ya da anahtar varsa; 30 bin yıl önce de bir avcının yanında bu taş aletlerden oluşan kişisel donanımı vardı.

Arkeolojikhaber.com