Ölü Deniz Parşömenleri ve bulunan iskeletler bağlantılı olabilir

Ölü Deniz Parşömenleri ve bulunan iskeletler bağlantılı olabilir

Ölü Deniz Parşömenlerinin bulunduğu yerde ortaya çıkarılan iskeletlerin, parşömenleri yazan ya da koruyan dini tarikatın üyesi olabileceği tahmin ediliyor.

Ölü Deniz Parşömenlerinin bulunduğu alanda 30’dan fazla iskelet keşfedilmişti.

Batı Şeria’daki yeni bulunan 33 iskeletin analizlerinden yola çıkan uzmanlar; iskeletlerin, erkeklerden oluşan dini bir tarikat olabileceğini iddia ediyorlar.

Kudüs’teki İsrail Eski Eserler Kurumu’ndan antropolog Yossi Nagar, bulguları, Amerikan Oryantal Araştırmalar Okulu’ndaki yıllık toplantıda sundu.

Ön araştırmalara göre Kumran’da bulunan iskeletlerin radyokarbon tarihlemesi yaklaşık 2.200 yıl öncesini gösteriyor. Yani, MÖ 150 ila MS 70 yıllarına tarihlenen Ölü Deniz Parşömenlerine oldukça yakın.

Ayrıca, Kumran mezarlığında daha önce bulunan ve günümüzde Fransa’da tutulan 53 adet insan iskeletinin yeniden incelenmesi, eskiden kadın olarak etiketlenen yedi kişiden altısının aslında erkek olduğunu ortaya çıkardı. Kumran’da az sayıda çocuk iskeleti de bulunmuştu.

İsrail Eski Eserler Kurumu’ndan antropolog Hanania Hizmi ve Yevgeny Aharonovich, 2016 yılında Kumran’daki en son kazıları yönetti. İskeletleri incelemesi için ise Nagar çağrıldı. Nagar, yeni bulunan 30 iskeletin pelvis şekli ve vücut boyutlarına göre bazılarını kesinlikle, bazılarını ise muhtemelen erkek olarak tanımladı. Üç kişinin cinsiyetini belirlemek için ise yeterli kanıt yoktu. Nagar bu kişilerin öldüklerinde 20 ila 50 yaşlarında olduklarını tahmin ediyor.

“Bu insanların Kumran bölgesindeki Ölü Deniz Parşömenlerini yazıp yazmadığını bilmiyorum. Ancak Kumran’da gömülmüş olarak bulduğumuz çeşitli yaşlardaki insanların yüksek bir çoğunluğunun erkek olması, Bizans manastırlarına bağlı mezarlıklardakilere çok benziyor.” diyor.

MS 330 yılında kurulan Bizans İmparatorluğu, Doğu Akdeniz’de yer alan Roma İmparatorluğunun bir uzantısıydı.

Kumran’da yapılan daha önceki araştırmalar, buranın 2.700 yıl önce kurulduğunu gösteriyor. Ancak savaşlar nedeniyle, MS 68 yılında tekrar yerleşim görene kadar yaklaşık 200 yıl terk edilmişti.

1947 ve 1956 yılları arasında birbirine komşu 11 mağarada, Yahudi İncilinden parçalar da içeren Ölü Deniz Parşömenlerinin keşfi, Kumran’da kimlerin yaşamış olabileceğine dair büyük bir merak uyandırmıştı. 2017 yılının Şubat ayında, aynı bölgede yazılmak üzere hazırlanmış papirüs parçaları ve deriler içeren bir başka mağara daha bulundu.

Erken bir teoriye göre, eski seçkin bir Yahudi mezhebinden olan Esseniler Kumran’da yaşıyordu ve Ölü Deniz Parşömenlerini yazmış veya bu belgelerin koruyuculuğunu yapmıştı. Ancak son 30 yılda Kumran’da yapılan araştırmalar, Bedevi göçebeler, zanaatkârlar ve Roma askerleri de dahil olmak üzere buranın diğer olası sakinleri hakkında da yeni fikirler önerdi.

Kumran’da bulunan iskeletlerde, askerlere yönelik bir mezarlık olmadığını gösterir şekilde, herhangi bir savaşa ya da şiddete dayalı bir iz bulunamadı. Ayrıca bu kişiler genç-yetişkin de değildi. Buna ek olarak Nagar’a göre, Kumran iskeletleri Esseniler olarak da tanımlanamaz fakat dini bir tarikat üyeleri olmaları muhtemel.

Kumran iskeletlerinin DNA’sının ayrıştırılması ve analizi, Yahudi Araştırmaları profesörü Jonathan Rosenbaum’un dediğine göre, hepsinin ya da neredeyse tamamının erkek olduğunu doğrulamaya yardımcı olabilir.

Araştırmacılar, yeni bulunan Kumran iskeletlerini, orijinal yerlerine yeniden gömmeden önce bazılarından küçük kemik numuneleri aldı. Nagar, kemik örneklerinden DNA almak için herhangi bir girişim başlatılıp başlatılmayacağını bilmediğini söylüyor.

Science News. 17 Kasım 2017 (Çeviri: Arkeofili.com)


Benzer Haberler & Reklamlar