Nemrut-Süphan Jeopark projesi, UNESCO'ya aday

Nemrut-Süphan Jeopark projesi, UNESCO'ya aday

Turizm açısından büyük potansiyel taşıyan Bitlis, dünyanın belli başlı güzel coğrafyalarından.

Bitlis Valiliği ile İstanbul Üniversitesince yürütülen "Nemrut-Süphan Jeopark" projesinin UNESCO'ya dahil edilmesi için çalışma başlatıldığı, dünyada örnekleri çok olmayan yeni bir turizm anlayışının bölgede hayata geçirileceği bildirildi.

Valilikte düzenlenen toplantıda "Nemrut-Süphan Jeopark" projesinin protokolü Bitlis Valisi Ahmet Çınar ile İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldırım Güngör tarafından imzalandı.

Vali Çınar, burada yaptığı konuşmada, uzun süredir devam eden jeopark projesinde belli bir aşamaya gelindiğini ve sonuca yaklaşıldığını söyledi.

Turizm açısından büyük potansiyel taşıyan Bitlis'in, dünyanın belli başlı güzel coğrafyalarından biri olduğunu ifade eden Çınar, şöyle konuştu:

"Burası 20'ye yakın medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Milli kültürümüzün, İslam'ın yayılma noktası olan Ahlat kozmik nokta diyebileceğimiz öneme sahip bir ilçemiz. Cenab-ı Allah bu şehre her şeyi vermiş. Van ilimizle değerlendirdiğimizde, Van Gölü havzası büyük bir potansiyel taşıyor. Nemrut Kalderası, Nemrut Dağı ve orada bulunan dünyanın ikinci büyük krater gölü, büyük bir şöhrete ve turizm potansiyeline sahip. 4 bin 50 metre yüksekliğindeki Süphan Dağı Türkiye'nin en yüksek ve en meşhur dağlarından biri. Bitki örtüsü, endemik bitkiler ve bölgedeki en ormanlık sahayı oluşturuyor. Hepsini değerlendirdiğimizde tarihi, arkeolojik, sağlık ve spor turizmi açısından önemli bir alan."

Eski adı "Bahri Ahlat" olan Van Gölü'nün büyük olmasından dolayı deniz turizmi açısından önem taşıdığını vurgulayan Çınar, geleceğe yönelik tesisleşmelerle kongre turizmi için de projenin önem taşıdığını kaydetti.

Çınar, "En önemlisi de Nemrut Dağı yılda en az 6, bazen de 10-13 metre kar yağışıyla kayak turizmine müsait. Her güzelliği içinde barındıran bir şehre sahibiz ama bir sermaye yoğunlaşması, birikim ve girişimcilerin buraya ilgi duyması gerekiyor." diye konuştu.

Her türlü tesis, alan, proje ve donatımların tamamlanmasıyla bu coğrafyanın dünyanın belli başlı turizm merkezlerinden biri olacağını belirten Çınar, şöyle dedi:

"Turizm merkezi olmaya aday bir coğrafyamız var. Elimizden geleni yapıyoruz. Geniş bir alanı kapsayan, Nemrut Kalderası'ndan Süphan Dağı'na uzanan bir hat için de çalışma yapıyoruz. UNESCO tarafından belli kriterleri oluşturup, dosyalarımızı hazırladıktan sonra başvurumuzu yapacağız. Başvurudan sonra UNESCO tarafından kabul edilen ve dünyada örnekleri çok olmayan yeni bir turizm anlayışıyla ilgili çalışma yapacağız. Sona geldik ve kabul edilecek. Bundan sonra yapacağımız çok daha güzel işler var. İnşallah bu proje şehrimizin ve ülkemizin turizmine büyük katkı sağlayacak. Doğal hayatı koruyacak bir yola çıktık."

Yrd. Doç. Dr. Güngör ise jeopark projesi, UNESCO'ya başvuru işlemleri ve dosya hazırlama çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Şener Toktaş - AA


Benzer Haberler & Reklamlar