Milim milim batan arkeolojik alan: Phaselis Antik Kenti

Milim milim batan arkeolojik alan: Phaselis Antik Kenti

Kentin yaklaşık 2 bin senede 2 metreye yakın battığı tespit edildi. Antik kentin havadan çekilen fotoğraflarında, deniz içerisinde kalan kalıntılar da görülebiliyor.

Akdeniz Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Arslan, "Phaselis Antik Kenti'nde yaklaşık 2 bin senede 2 metreye yakın batmayı, jeologlar ve jeomorfologların yaptığı çalışmalar sonucunda tespit ettik." dedi.

Antalya'nın Kemer ilçesinde bulunan Phaselis, antik çağdaki 3 limanı ve ticaretiyle ön plana çıkıyor. Klasik ve Hellenistik dönem ile Roma tarihi boyunca antik çağ yazarlarınca da dillendirilen Phaselis'in zenginliğini, agoraları, ticaret merkezleri, hamamları ve tapınaklarında görmek mümkün oluyor.

Deniz ve doğayla iç içe bulunan antik kenti, her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.

Antik kentteki arkeoloji kazıları, Antalya Müzesi öncülüğünde, Prof. Dr. Murat Arslan'ın bilimsel danışmanlığında gerçekleştiriliyor.

AA muhabirine açıklamada bulunan Arslan, Phaselis'in Likya (Batı Akdeniz) ile Pamfilya (Antalya ve çevresi) havzasında kalan bir kent olduğunu belirtti.

Arslan, "Tam ikisinin sınırında olduğu için tarih boyunca çoğunlukla bağımsız kalmış. Otonomisini korumuş. Başka devletlerin egemenliğine girmeden bağımsız yapısını korduğu için de kendi zenginliklerini, ticaretten elde ettiği geliri kendi halkına kullanmış." diye konuştu.

Phaselisli tacirlerin öneminin Atina'dan Romaya, İskenderiye'den Rodos'a kadar antik dönemin ünlü şehirlerinde bilindiğini anlatan Arslan, "Phaselisli tacirler, yaptıkları ticaretleriyle öyle ön plana çıkmışlar ki antik çağın en önemli hatiplerinden Demosthenes'in ifadelerine kadar bu durum yansımış." diye konuştu.

Arslan, Phaselis'in, klasik ve Hellenistik dönem itibarıyla bastırılan paralarla, ticari sirkülasyonunu Akdeniz'in bütün havzasına yansıttığını vurguladı.

- "2 bin yıldır batmaya devam ediyor"

Arslan, Phaselis Antik Kenti'nin 2 bin yıldır batmaya devam ettiğini söyledi.

Akdeniz havzasındaki antik kentlerde bu durumun görüldüğünü ifade eden Arslan, şöyle konuştu:

"Bazı alanlarda yılda 3, bazı alanlarda da 9 santimetre olmak üzere Afrika kıtası, Asya plakasına baskı yapıyor. Bazı alanlarda Akdeniz havzasındaki plaka hareketleri, o alanın çökmesine neden oluyor. Knidos Antik Kenti'nden beri, Muğla'nın Datça ilçesinden Antalya'nın Gazipaşa ilçesine kadar Akdeniz kıyılarındaki havzanın yavaş yavaş battığını görüyoruz. Phaselis Antik Kenti'nde yaklaşık 2 bin senede 2 metreye yakın batmayı, jeologlar ve jeomorfologların yaptığı çalışmalar sonucunda tespit ettik."

Demre'deki Kekova ve Andriake antik kentlerindeki bazı lahitlerin, nekropol alanları ve liman yerlerinin de aynı nedenle su altında kaldığını belirten Arslan, "Plaka hareketleri baskı sonucu yer yer fayların kırılmasına, depremlere ve dolayısıyla tsunamilere sebebiyet veriyor." dedi.

Arslan, milattan önce 17 yılında Akdeniz bölgesinde deprem olduğunu, bunun üzerine Roma İmparatoru Tiberius'un buradaki kentlere büyük bir yardım sağladığını anlattı.

Milattan sonra 160 yılında Likya ve Pamfilya bölgesinin yine büyük bir depreme sahne olduğunu dile getiren Arslan, "Bundan dolayı yıkılan birçok kente Rhodiapolisli ünlü zengin Opramoas'ın çok büyük yardımlarda bulunduğunu biliyoruz. Benzer durum Phaselis için de geçerli. Bu depremden sonra Opramoas'ın yıkılan yerlerin tamiri ve halkın ihtiyaçları için 12 bin 500 drahmi yardımda bulunduğu buradaki yazıtlardan öğreniyoruz." ifadelerini kullandı.   Bekir Bektaş - AA


Benzer Haberler & Reklamlar