Kula'nın kültürel, arkeolojik ve jeolojik önem taşıyan kayalıkları

Bilimsel araştırmalar sonucu 10-15 bin yıllık olduğu değerlendirilen, Türkiye'nin en genç kayalıkları olarak bilinen UNESCO sertifikalı Kula Volkanik Jeoparkı, yeniden tescil için denetleniyor.

Antik Çağ coğrafyacısı Strabon'un "Geographika" eserinde "Katakekaumene-Yanık Ülke" olarak tanımladığı Kula, yaklaşık 300 kilometrekarelik alanda 80'den fazla volkan konisi ile peri bacaları, karstik mağaralar, kanyonlar, kaya mezarları, taş köprüler ve tarihi evlerin yanı sıra pek çok jeolojik, jeomorfolojik ve doğal mirası bünyesinde barındırıyor.

Türkiye'nin ilk ve tek "Avrupa ve UNESCO Jeoparkı" ilan edilen bölgede, dünyada eşine az rastlanır birçok farklı yeryüzü oluşumu bir arada bulunuyor.

Kula Volkanik Jeoparkı, sertifikasının dördüncü yılını eylülde dolduracak olması nedeniyle ise yeniden denetime tabi tutuluyor.

UNESCO Global Jeoparklar Ağı uzman denetçileri Japonya'dan Setsuya Nakada ve İngiltere'den Chris Woodley Stewart, jeoparkta, Sandal Divlit Volkan Konisi ve yürüyüş parkuru, Saraçlar Çukurada, Palankaya Çöküntüsü, İncesu Mahallesi, Kula tarihi evlerinin bulunduğu sahada inceleme yaptı.

Heyetin hazırlayacağı rapor sonucunda bölgenin yeniden Avrupa ve UNESCO Jeoparklar Ağı'na kabul edilip edilmeyeceği eylülde açıklanacak.

- "Eşsiz bir doğa harikası"

Uzman Denetçi Stewart, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ve bölgede doğa, kültür ve jeolojik yapıların iç içe olduğunu, doğal güzelliklerin daha etkin kullanılması için öneri ve tecrübelerini paylaştıklarını söyledi.

Jeoparkların zengin doğal kültürel yapısından ziyade, turizme ve yerel kaynaklara ne derece entegre edildiği ve kullanıldığının önemli olduğunu anlatan Stewart, "Türkiye genel olarak doğa yapılarıyla, kültürel, arkeolojik ve jeolojik özelikleriyle çok sıra dışı zenginliklerin bulunduğu bir saha. Bu bakımdan Türkiye'nin ilk jeopark sertifikasını almış Kula'ya, Türkiye'de bu yeni kavramının başka alanlarda da yaygınlaştırılması konusunda çok önemli rehberlik görevi düşüyor." dedi.

Setsuya Nakada ise Kula'daki jeoparkın "eşsiz bir doğa harikası" olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Burası, doğa bilimleri ve volkan birimleri açısından gerçekten eşsiz sahalardan birisi. Kula sınırlarında kalan 'curuf konileri' ya da 'sinder konileri' diye tabir edilen yapılar, bunların akabindeki lav akıntıları, özelikle Adalı Kanyonu'nda nehrin keserek ortaya çıkardığı yamaçlar, bu dağların ve volkanik yapıların iç kısımlarını görmeyi mümkün kıldığı için ayrıca önemlidir. Sistem içinde başka jeoparklar olmasına karşın kesinlikle bulunduğumuz saha çok özgün, sıra dışı."

- "Öncü olma konumuna devam edecek"

Kula Avrupa ve UNESCO Jeoparkı Bilimsel Koordinatörü Erdal Gümüş ise jeoparkların 4 yıllık bölümler halinde sertifikalarını yenilemek durumunda olduğunu belirtti.

Bu kapsamda Kula ve Salihli ilçeleri arasındaki alanda bulunan jeoparkın yeniden denetim süreci geçirdiğini dile getiren Gümüş, "İnanıyorum ki Türkiye adına bir ilki başarmış olan Kula ve Salihli, sertifikayı yenilemek suretiyle öncü ve lider olma konumuna devam edecektir." dedi.

Kula Volkanik Jeoparkı'nın bölge turizmine yeni bir heyecan katacağını ifade eden Gümüş, şunları kaydetti:

"Bulunduğumuz sahadaki oluşumların 10-15 bin yıl öncesine ait olduğunu söyleyebiliriz. Kula ve Salihli'deki bu lav akıntıları ve volkanik yapıların son dönemi, diyebiliriz ki Türkiye'nin en genç taşları. Bundan daha yakın zamanda Hasandağı ve Nemrut Dağı volkanik sahalarında küçük çıkışlar olsa da hiçbirinde Kula ve Salihli'deki kadar geniş alanlara yayılan ve belirgin bir volkanik faaliyet olmamıştır. Bu bakımdan bölgeye davet edeceğimiz insanlara 'Gelin Türkiye'nin en genç kayalarını görün' diyoruz."

- Kula Volkanik Jeoparkı,

Yaklaşık 300 kilometrekarelik alanı kapsayan Kula Volkanik Jeoparkı, 2013'te UNESCO tarafından tescillenmişti. İtalya'nın Napoli şehrinde yapılan toplantıda, Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın ve Jeopark Koordinatörü Erdal Gümüş, sertifikayı almıştı.

Avrupa'da 2000'de doğmuş yeni bir doğa koruma ve alan yönetimi kavramı olan jeoparkların sayıları, 2004'te UNESCO himayesine girip kısa sürede kabul görmesiyle arttı. Sayı, 2015 itibarıyla Avrupa'da 64, dünyada 111'e ulaştı.

Jeoparkların eğitim, koruma ve jeoturizm olmak üzere üç temel hedefi bulunuyor.
 

Zekeriya Güneş- AA


Benzer Haberler & Reklamlar