Arkeologlar Derneği: Sur'da onarım yerine ykım ağırlıkta

Arkeologlar Derneği: Sur'da onarım yerine ykım ağırlıkta

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Özar, bölgede yenileme yerine yıkım yapıldığını ifade ederek tahribatın tam sonucunun halen bilinmediğini söyledi.

Çatışmalı dönemde hasar gören Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesini ziyaret eden Arkeologlar Derneği üyeleri, arkeolojik yapıların yok olduğunu bildirdi.

Amerika’nın Sesi’nden Mahmut Bozarslan’ın haberine göre dernek üyeleri, Sur’un Yıkımına Hayır Platformu’nun davetlisi olarak geldikleri Sur’u inceledi.

Basın toplantısında konuşan Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Özar, ziyaretlerinde yaptıkları gözlemi şu sözlerle anlattı: “Ziyaretimiz sırasında çatışma bölgelerinde meydana gelen tahribat meydana gelen bölgelerde onarım yapılması yerine yıkım ve yeniden inşa çalışmaları olduğunu gördük. Bunun sonucunda pek çok tescilli kültür varlığının, Helenistik Roma dönemine ait sokak yapısının, çatışmaların bitmesine rağmen hala girişin yasak olduğu beş mahallede, tamamen yok olduğunu gördük. Bu yaşam alanında yüzlerce yıllık süreklilik sonucu oluşan arkeolojik katmanların, hafriyat sonucu kayıplar verdiği açıktır. Kaybın ne kadar olduğu, kazılar sırasında ortaya çıkan hafriyattaki tarihi eserlere ne olduğu konusunda ciddi şüphelerimiz var. Suriçi’nin altı mahallesinin yüzde 72’si yıkılmış. Kentin tarihsel dokusu hem yapısal, hem de demografik olarak onarılması güç yaralar almıştır. Çatışmalar sonrası Alan Yönetimi Başkanlığı’nın tespit yapmasına izin verilmemiştir. Kültür Bakanlığı’nın belirlediği alanı tanımayan ekiplerce bilimsel altıkları göz önüne alınmadan, gözleme dayalı tespitlerle yetinilmiştir.”

Sur’un önceki ve sonraki hali.

Meslektaşlarını eleştiren Özar, ‘yıkım ve onarım mevzuatını etkisizleştirmesi için gereken bilimsel manipülasyonu yapanlar arasında’ arkeologlar, ilgili bilim dallarından uzmanların ve doktorların olduğunu kaydetti.

Derneğin yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Sevil Gülçur da şunları söyledi: “Sur içinden dışarı çıkarılan kişilerin yeniden burada iskan edilmesi gerekir. Yeniden iskan edilmesi derken de bu kişilerin, kendi mali güçlerinin dışında başka öneri ile karşı karşıya kalmamaları gerekir. İnsanları gücendirmemek, insanları kendi yaşadıkları ortamlardan uzaklaştırmamak gerektiğine inanıyorum.”


Benzer Haberler & Reklamlar