Arkeolog Yena Hacışevki'nin sınırlar aşan projesi

Bir arkeolog ve arkadaşlarının bar sohbetinden çıkan fikir, nefesin yaşam felsefesine doğru yolculuğa çıkıyor... 42 adet kamış, 48 metrelik ‘sınırları aşan’ bir flüte dönüşüyor. Bu flüt, 150 insanın nefesiyle içerisine dolan havanın ‘pasaportsuz şekilde’ yaklaşık 50 yıllık barikatları aşmasını sağlıyor.

Bir arkeolog ve arkadaşlarının bar sohbetinden çıkan fikir, aldığımız nefesin yaşam felsefesine doğru yolculuğa çıkıyor... 42 adet kamış, 48 metrelik ‘sınırları aşan’ bir flüte dönüşüyor. Bu flüt, 150 insanın nefesiyle içerisine dolan havanın ‘pasaportsuz bir şekilde’ yaklaşık 50 yıldır var olan barikatları aşmasını sağlıyor. Yena Hacışevki sınırları aşan flütün hikayesini Kıbrıs Postası’na anlattı…

32 yaşındaki Yena Hacışevki, yurtdışında arkeoloji üzerine gerçekleştirdiği eğitim hayatından sonra, Kıbrıs’a geri gelerek birkaç iş denemesinden sonra yaklaşık bir buçuk yıldan bu yana tarihi Bandabulya’da ses ve ahşap işleri üzerinde çalışmaya başlıyor. Dükkânının ismi olan ‘Kabuk’un, aslında yaralarımızın kabuk bağlaması anlamına geldiğini belirten Yena şöyle devam ediyor; “bir noktada da kabuklarımızı kırmamızı sembolize ediyor.”

‘Aşk flütü’

Yena, ilk olarak ‘Aşk Flütü’ diye isimlendirdiği ve iki kişinin ayni anda çalabildiği bir flüt imal ediyor. Daha sonra Lokmacı Barikatı’na yakın bir barda arkadaşlarıyla muhabbeti sırasında akıllarına bir fikir geliyor; “birçok kişinin ayni anda çalabileceği ve sınırı pasaport göstermeden geçebilecek uzunlukta bir flüt yapmak”

Sınırları aşan nefes…

Yena, ilk denemesine üç kişilik bir flüt imal ederek başlıyor. Günün sonunda 42 arkadaşının yardımıyla, 42 kamıştan, 48 metrelik ve 130 boğum sayısına sahip bir flüt imal ediyor. 130 kişinin ayni anda çalabileceği bir flüt…
 

21 Ekim 2017 tarihinde Lokmacı Barikatı’nda ‘Why Not?’ Türkçe manasıyla ‘Neden olmasın?’ projesi kapsamında bir etkinlik düzenleniyor. 190 kişi aynı anda, 48 metre uzunluğundaki ilk el yapımı flüte üfleyerek bir nefesten tek ses çıkarıyor.

Yena, sınırları aşan flütün hikâyesini Kıbrıs Postası’na şöyle aktarıyor; “İlk canlıdan bu yana sadece bir gökyüzü var. İlk insanın soluduğu hava, aslında halen ayni hava. Bir nefes, bir ses… Ayni nefes, hep birlikte bir flüte üfleyince ‘bir’ olduğumuzu daha çok betimliyor.”

Guinness Dünya Rekorları’na başvurdu

Arkadaşlarının ısrarıyla Ekim ayında ‘dünyanın en uzun flütü’ başlığı adı altında Guinness Dünya Rekorları’na başvuran Yena, başvurunun kabul edilmesi halinde performansın yeniden sahneleneceğini söylüyor ve ekliyor, “Hayal kurup bana anlatma, vaktimi çalma. Mühim olan adım atmak.”

Dakik Kıbrıslılar…

Lokmacı Barikatı’nda gerçekleştirdikleri etkinlik hakkında farklı bir noktaya değinen Yena, “150 kişi üflemeye gelmese bunu başaramazdık. Zaman konusunda sıkıntı yaşayan Kıbrıslıların bile dakik bir şekilde Lokmacı’ya gelmesi çok hoşuma gitti.”

“Oyunbaz Kıbrıs”

Ses ve ahşap işleriyle uğraştığı dükkânında, ayni zamanda isteğe yönelik oyunlar da üreten Yena, bir duyuru yapmayı da ihmal etmiyor; “Oyunbaz Kıbrıs isimli bir grup açtık. Pazar günü Mağusa’da bulunan Picadilly isimli mekânda, oyun üreticileri olarak ilk kez buluşuyoruz.”

‘Babil Kulesi’

Ürettiği oyunlar hakkında da bilgiler veren Yena, ‘Babil Kulesi’ adını verdiği oyunu şöyle anlatıyor;

“Babil Kulesi’nin birkaç hikâyesi var. Bunlardan birinde insanlar bu kuleyi o kadar yüksek inşa etmişler ki, tanrıya ulaşıp şirk koşmuşlar. Bu duruma sinirlenen tanrı, kuleyi yıkma kararı almış ve yıkarken, o zamana kadar ayni dili kullanan tüm insanları farklı dillere bölmüş ve farklı coğrafyalara düşürmüş. Tanrı demiş ki, ‘birbirinizi bile anlamazken nasıl tanrıcılık oynarsınız…’ Bu oyunda da ayni dili konuşsak bile dokunmayı, kendimizi farklı şekillerde anlatmayı hatırlatıyor diye bu ismi koydum.

Ertuğrul Şenova - Kıbrıs Postası.com


Benzer Haberler & Reklamlar